- Postane
- Posts
- Adil Gıda Bülteni 9
Adil Gıda Bülteni 9


ADİL GIDA BÜLTENİ 9
Tohum Dosyası I
Sevgili topluluk üyeleri, Mayıs ayında, küresel ısınma kendini bu kadar kuvvetli bir şekilde hatırlatmamışken daha, hareketli bir dönem yaşadık. Postane’deki pek çok şahane etkinliğin—ki Hatay’lı kadınların Sev Kardeşim adını taşıyan sergisini ayrıca zikretmek isteriz—yanı sıra, biz de AGT olarak iki güzel buluşma gerçekleştirdik. Bunlardan biri çok sevgili bir üreticiye yaptığımız ziyaret, diğeri ise “tohum” temalı buluşma idi. Tohum, hem geçmişin bilgisini taşıyor, hem de geleceğin yol haritasını çiziyor; hem ele geçirilmesiyle halkların tüm kontrolünü ele almak mümkün, hem de, her bir çiftçinin kendi tohumlarıyla bağımsızlığın hikayesini sil baştan yazması. Bu buluşmadan ilhamla, bu ayın bültenini bu konuya ayırdık, ancak minik bir tohumun içinde bir orman saklı olduğu gibi, bu konu da tek bir bültene sığmadı. Devamını önümüzdeki aya saklayarak, ilk bölümünü ilginize sunuyoruz.
Bültende paylaşılmasını istediğiniz içerikler için [email protected] adresine mail atmayı ihmal etmeyiniz.
Önceki bültenlere buradan erişebilirsiniz.
TOPLULUKTAN HABERLER
Akasya Tarım Ziyareti

12 Mayıs Pazar günü Postane’nin yakın ilişkide olduğu üreticilerden Akasya Tarım’ı Beykoz’daki çiftliklerinde ziyaret ettik. Doğrusu aklımızda en çok çilek vardı, zira bu enfes meyveyi zehirsiz üreten yer bulmak çok zor ve Akasya Tarım da daha geçen sene beş adet yeni serada çilek yetiştirmeye başladı. Elbette zehirsiz olarak. Fakat bu yıl mevsim biraz serin geçtiği için maalesef doya doya yiyemedik, Haziran ayında çilekler iyice kızardığında yeniden gitmeyi kafaya koyduk. Beyaz kulaklı kara keçiye ve sütlü kahve yavru köpeğe de kalbimizin bir parçasını bıraktık. Sevgili Yusuf, Derya ve Batuhan Kahveci kardeşlere güzel ağırlamaları için bir kez daha çok teşekkür ediyoruz.
TOPLULUKTAN HABERLER
Tohum: Geçmişimiz, Geleceğimiz
25 Mayıs’ta Postane’de düzenlediğimiz 7. Adil Gıda Buluşması’nda, Türkiye’de yadigâr tohumları korumak için çabalayan çok kıymetli konuklarımızdan “tohum” konusunu dinledik ve belediyelerin, şahısların ve sivil toplumun bu alanda neler yaptığını ve yapabileceğini onların deneyimleri üzerinden tartıştık.

Kolaylaştırıcılığını Adil Gıda Topluluğu moderatörü bendeniz Bediz Yılmaz’ın yaptığı etkinliğin konuşmacılarını aşağıdaki linkler üzerinden daha iyi tanıyabilirsiniz:
Berin Ertürk — Jade Çiftliği Kurucusu & SAKÜDA
Arca Atay — Nilüfer Belediyesi Çevre ve Kırsal Alan Koordinatörü & EKODER
Evren Yıldırım — Permakültür Tasarımcısı / İyiEkim & Postane Bahçe
Sinem Dişli — Sanatçı / Yadigâr Tohum Kütüphanesi
Bu keyifli ve öğretici söyleşiyi kaçıranlar için ise kaydı burada.
TOPLULUKTAN HABERLER
Manda Festivali
İlki 17. İstanbul Bienali kapsamında, CLIMAVORE x Jameel at RCA ve İKSV işbirliğiyle yapılan Manda Festivali'nin üçüncüsü 1 Haziran 2024 günü Eyüpsultan ilçesi Ağaçlı Köyü’nde düzenlendi. Festival, İstanbul’un sulak alanlarında yürütülen mandacılık faaliyetlerinin varlığını ve kalıcılığını kutlamak amacıyla düzenleniyor. Festival kapsamında mandacılar, müzisyenler, doğa koruyucuları, sanatçılar, biyologlar, peynir ve yoğurt üreticileri ve bu konuya merak duyanlar pek çok farklı etkinlik etrafında bir araya geldi.

Ağaçlı’yı çevreleyen Kuzey Ormanları’nın hayatta kalan alanlarının, yerel meralar ve manda otlatma rotalarının görülmesi amacıyla yürüyüşlerin de yapıldığı festivalde manda sütünden yapılmış lezzetlerin tadımı, atölyeler ve portre yarışması da gerçekleştirildi. Ayrıca, Adil Gıda Topluluğu üyesi üreticilerden bazılarının ve Postane’nin de yer aldığı bir yerel ürünler pazarı kuruldu.

YAZI
Tohumu Kurtarmak Politik Bir Harekettir
Tohum deyince Vandana Shiva’ya geniş bir yer ayırmamak olmaz. 2005 yılında Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmiş olan çevre aktivisti ve bilim kadını Vandana Shiva, ekoloji, ekofeminizm ve küreselleşmenin etkileri üzerine çalışmaktadır. Time dergisi 2003 yılında Shiva’yı çevre kahramanı ilan etmiş, Asia Week dergisi ise onu Asya’nın en etkin beş konuşmacısından biri seçmiştir. Shiva, 2004 yılında Schumacher College işbirliğiyle sürdürülebilir yaşam odaklı uluslararası bir üniversite olan Bija Vidyapeeth’i kurmuştur.
Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
KİTAP
Vandana Shiva Kitapları

Tohum ve Gıdanın Geleceği Üzerine Manifestolar adını taşıyan ve Vandana Shiva tarafından derlenen eser, derleyicinin kendisi, Carlo Petrini, Prens Charles, Michael Pollan, Jamey Lionette’e ait makaleler ile Tohum ve Gıdanın Geleceğine İlişkin Uluslararası Komisyon Tarafından hazırlanmış “Manifestolar” bölümünü içeriyor. Kitabın tanıtım metninden okuyalım: “Neden tohum özgürlüğüne ihtiyacımız var? Neden tohum özgürlüğü için harekete geçmeliyiz? Çünkü tohumları köleleştirmeyi amaçlayan çeşitli yasal teknolojik yapılar yürürlüğe girmiş bulunuyor. Eskiden insanların insanları alıp sattığı, onlara kendi mülkleri gibi sahip oldukları kölelik sistemi vardı. Bazı insanlar bunun iğrenç ve gayrimeşru olduğunu düşündüler ve bunun durdurulması için bir hareket örgütlediler. Şimdi bizim yeni bir hareket örgütlemek için, dünya üzerindeki yaşamın tümüyle köleleştirilmesini durdurmak için, geleceğimizin, özgürlüğümüzün tohumları için birlikte eyleme geçmemiz gerekiyor. Beş büyük şirket şimdiden dünya tohum kaynaklarının yüzde 75’ini ele geçirmiş durumda. Her şeyi ele geçirmelerine izin veremeyiz. Tohumlarımızı ve tohumların özgürlüğünü geri almalıyız.’’
Tohumun Hikayesi hem küçüklere hem büyüklere yazılmış bir kitap: küçüklere tohumun ne olduğunu, onu nasıl korumamız gerektiğinizi sadeleştirilmiş bir dille anlatırken, büyüklere ise tohuma sahip çıkma ve gelecek kuşaklara onun kıymetini anlatıp aktarma görevini veriyor. “Tohumları korumak ve çoğaltmak, onları değerli bir miras olarak çocuklarımıza, torunlarımıza bırakmak ve özgürce değiş tokuş etmek insanların en temel hakkı ve yaşam güvencesidir.” diyor Vandana Shiva. Bu kitap, herkesi yaşanılabilir bir dünya için ufak da olsa katkı yapmaya ve çözüm bulmaya davet ediyor.
Shiva, Çalınmış Hasat kitabında Dünya Ticaret Örgütü ve uluslararası tekellerin dünya tarımına egemen olmaya çalıştığı günümüzde, dünya nüfusunun yüzde 70'ini teşkil eden küçük çiftçi ve yerel cemaatlerin yaşamsal sorunlarını, endüstriyel tarım uygulamaları nedeniyle uğradıkları muazzam kayıpları, kendi ülkesi Hindistan ve Asya tarımına ait örneklerle anlatıyor. Genetiği değiştirilmiş organizmalar, yaşam üzerindeki patentler, deli danalar ve endüstriyel su kültürleri üzerine çeşitli bölümler içeren bu kitap, gen mühendisliği ve ticari tarım hakkındaki tartışmalar için geniş bir perspektif sağlayan zengin ve özenle seçilmiş veriler içeriyor.
İyilerin Yanında, Hintli bir kadının Himalayalar'ın eteklerine kurulmuş küçük köyünden çıkıp toplumsal ekoloji konusunda dünyadaki en önemli uzmanlardan biri haline gelişinin hikayesi. Aynı zamanda bir kuantum fizikçisinin, kariyerini bir kenara bırakıp kendini doğduğu topraklara adamasının hikayesi. Ve tabii tüm bunların arkasında yatan meselelerin; doğal kaynakların özelleştirilmesinin, gelişmekte olan ülkelerdeki pazarların liberalleştirilmesinin hikayesi. “Bir modern zaman kahramanının, Vandana Shiva'nın yaşamını, fikirlerini ve doğa için verdiği mücadeleleri ilk ağızdan okumak, dişil bir bilgeliğe nail olmak isteyenlere...” şeklinde tanıtılmış.
FİLM
Mücadele İçin Güç Veren Bir Film: Vandana Shiva’nın Tohumları

“Tohumu kontrol eden, yeryüzündeki yaşamı kontrol eder.”
Fragmana buradan ulaşabilirsiniz.
Himalayalı bir orman bekçisinin inatçı kızı nasıl Monsanto’nun en büyük kabusu oldu? Vandana Shiva’nın Tohumları, Gandici eko-aktivist Dr. Vandana Shiva’nın olağanüstü yaşam öyküsünü, yaşam kaynakları olan ormanları korumak için ağaçlara sarılan yoksul köylü kadınlardan ekofeminizmin içsel öğretisini nasıl aldığını, endüstriyel tarımın dev şirketlerine nasıl karşı koyduğunu, organik gıda hareketinde nasıl öne çıktığını ve değişim için uluslararası bir mücadeleye nasıl ilham verdiğini anlatıyor.
BELGESELLER
A. Kötü Tohum

Ethem Özgüven’in yönetmenliğini yaptığı 2018 tarihli belgeselde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de geleneksel, sağlıklı, doğal ve çeşitli besin üretiminin, korunmasının, ürüne dönüştürülmesinin ve üreticiden tüketiciye ulaştırılmasının önündeki engeller ele alınıyor.
B. Tohumun Beşiği Anadolu

“Tohum” belgeseli, ilk olarak Anadolu'da evcilleştirilip yetiştirilen ve uygarlığın kurucusu kabul edilen buğday ve diğer tohumların Anadolu'dan Avrupa'ya olan yolculuğunu ve arkeologların bu alandaki çalışmalarını anlatmaktadır.
C. Yerli Tohum Nasıl Bitirildi?

Halk TV programcısı Sorel Dağıstanlı’nın “Gündem Özel - Yerli Tohum Nasıl Bitirildi?” başlığıyla hazırladığı bu haber, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) tarafından 2021 Yılında ödüle layık görüldü.
D. Atadan Öteden Sarı Buğday

Tarsus Slow Food Buğday Komisyonu’nun atalık buğday arayışı onları Gülnar’ın dağ köylerine götürüyor; Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Mersinden Kooperatifi’nin desteği ile önemli miktarda sarı buğday üretimi ve satışı yapılıyor. Kültürhane atalık sarı buğdayın yeniden yaygınlaşması amacıyla yürütülen çalışmaları konu eden bu belgeseli 2021 yılında çekti.
E. Piyasayı Yaratan Tohum

+90 bu belgeselde farklı tohum üretim ve kullanım süreçlerini araştırıyor; dünya nüfusu hızla artarken, tarım ve tohum üretimi güvenliğini nasıl sağlarız sorusuna cevap arıyor:
“Bayer firması başta olmak üzere dünyada üç şirket, tohum piyasasının yarısından fazlasını kontrol ediyor ve genellikle F1 tohumları üretiyor. Hibrit tohumlar çiftçinin yüksek verim almasını garantilemesi açısından önemli olsa da bu tohumlar, toprak kullanımı ve piyasa kontrolü nedeniyle de eleştiriliyor. Buna karşılık, küçük üreticiler F1 tohumları dışında tohumlar üretmeye devam ediyorlar ve bunun zirai biyoçeşitlilik için önemli olduğunu vurguluyorlar.”
F. Anlatılmayan Öykü, Tohum

Jon Betz ve Taggart Siegel’in yapımcı ve yönetmeni olduğu “Seed – The Untold Story” (2016), tohumların %94’ünün nasıl kaybolduğunu sormakla işe başlıyor. En İyi Doğa Belgeseli dalında Emmy ödülüne aday olan yapım, 47 ülkede gösterildi ve 18 film ödülüne sahip.
YAZI
Kuramsal Bir Yazı: Tohumun Metalaşması
İnsanlığın müşterek kıymeti olan tohumun nasıl bir “meta” haline geldiğini inceleyen Özcan Evrensel yazısına şöyle başlıyor:
“Adeta dokunduğu her şeyi altına çeviren Midas gibi, el attığı her üretim sürecini kapitalist tarzda meta üretme sürecine dönüştürme eğiliminde olan sermayenin son yıllarda önemli bir biçimde nüfuz ettiği tarımsal üretim sürecini, özellikle tohum üretimini, nasıl meta üretim sürecine dönüştürdüğü, merkezileşen birkaç sermaye grubu üzerinden izlenebilecek durumdadır. Dolayısıyla bir meta olarak tohumun nasıl üretildiğine ve değişen üretim süreçleri içerisinde nasıl belirlenimler kazandığına bakmak önemli görünmektedir.” [SAV Katkı, 2016 (2): 32-46]